"Endüstriyel, rafine gıdalarla beslenenlerin en az yüzde 20'sinde reflü şikayetlerine rastlanmakta, hatta bu rakamın yüzde 50'leri geçtiği söylenmekte. Ülkemizde yapılan bir çalışmaya göre toplumun yüzde 20'sinde reflü hastalığı bulunuyor. Olguların çoğunluğunu yaşlılar, şişmanlar ve hamileler oluşturuyor" diyen Keservuran, reflü şikayetlerini azaltmak için nasıl beslenmek gerektiğini şöyle özetledi:
"Düşük karbonhidrat içerikli besinlerle beslenen, sofra şekerini az tüketen kişilerin çok büyük bir bölümünde reflü şikayetleri nispeten azalabilmekte. Un ve şekerden zengin gıdalar ile beslenen bireylerde insulin
direnci ve buna bağlı reaktif hipoglisemiler (tepkisel kan şekeri düşüklüğü) olmaktadır. Hipoglisemiyi düzeltmek için vücutta sempatik sistem uyarılmaktadır. Yemek borusunun alt ucunun daralması parasempatik sinir sisteminin kontrolündedir. Hipoglisemi sonucu sempatik sinir sistemi aşırı uyarılınca yemek borusunun alt ucu yutma olmamasına rağmen genişler ve mide içindekiler geriye kaçar. Bu nedenle reflüsü olanların beslenmede şu noktalara dikkat etmasi gerekiyor.
KENDİ BEDENİNİ TANI , KENDİ DİYETİNİ OLUŞTUR
Yağ oranı yüksek yiyecekler mide boşalmasını geciktirir. Özellikle fast food türü yiyeceklerde yağ miktarı yüksektir. Yağlı yiyeceklerin midede kalma süresi de uzundur, bu nedenle yağlı yiyeceklerin sindirilmesi için daha fazla sindirim enzimi salgılanmaktadır.
Protein ağırlıklı diyetler yapılarak, yağ ve yağlı besinler, koyu çay, kahve, çikolata nane soğan gibi besinlerin tüketimi azaltılmalıdır. Mide asidinin uyarılmasını önlemek için acı baharatlar, karbonatlı içecekler (kola, soda, gazoz gibi) domates, turunçgiller, kahve, alkol, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir. Öğünler sık aralıklı olmalı (en az 2 saatte bir), bir öğünde fazla yemek yenilmemeli. Çünkü fazla yemek mide basıncını arttırır ve reflü olasılığı artar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder